Göz Anatomisi
Göz Anatomisi ve Görme Fizyolojisine
Göz küreleri (glob; bulbus okuli), orbita boşluğu içinde bağ dokusundan zengin bir yağ yastığına yerleşmiş görme fonksiyonu ile görevli bir çift organdır. Dört rektus kası ve iki oblik kas ile orbita tepesine (apex) tespit edilmiştir. Normalde 22 - 26 mm yarıçapında bir küre olan gözlerimizin çok az bir kısmı, yaklaşık 1/5'i dışarıdan görünür haldedir. Göz küresi, göz çukurunun kemik kenarları tarafından çevrelenmektedir.
Gözler alt ve üst göz kapakları ile dış etkenlerden korunurlar. Kapakların kırpma refleksi gözleri dış etkenlerden koruyan bir diğer faktördür. Kapaklardan başka gözyaşı bezleri (Glandula lakrimalis) ve onun drenaj sistemleri (Nazolakrimal sistem), orbita içindeki diğer oluşumlar ve kirpikler gözün yardımcı organlarını oluştururlar.
Beyinden çıkan 12 çift sinirden (Kraniyal sinir) 6' sı gözler ile ilgilidir. Göz küresinin hareketlerini ayarlayan göz dışı kasları, parasempatik ve sempatik sinir sistemi ile uyarılan pupiller ve silier kasları, gözyaşı sistemi, aköz hümor salınımı, dolaşımı ve emilimi, zengin bir damarlanma ağı, görmeyi en iyi şekilde sağlamak üzere ışığı çeşitli kırma güçleriyle kıran saydam ortamlarıyla göz, pek çok farklı sistemi kullanarak ışığı mükemmel bir şekilde retinada odaklar.
Retinada odaklanan ışık, fotokimyasal reaksiyonla elektrik enerjisine çevrilir (aksiyon potansiyeli) ve optik sinir yolu ile beyne iletilir. Beyin ise her iki gözden gelen bilgileri birleştirerek tek bir görüntü elde eder. Bilinç düzeyine ulaşan bu görüntüler, üç boyutlu (derinlik hissi) ve renklidir.
Beş duyumuz (Görme, dokunma, işitme, tat alma ve koku alma) yolu ile beyne iletilen bilgilerin yarısını görme organımız oluşturur.
Göze gelen asıl uyaran, yansıyan veya direkt olarak gelen ışıktır. Görme için temel stimilutör olan ışık enerjisi elektromagnetik spektrumda küçük bir yer alır. Elektromagnetik radyasyon kısa kosmik ışınlardan femtometre yani dalga boyu 10-15 metrelerden 1,6x108 metrelere uzanan bir spektrum içinde bulunur. İnsan retinası tarafından görülebilen en kısa dalga boyu 380 nm (nanometre) iken en uzun dalga boyu ise 760 nm dir.
Gözün saydam ortamları olan kornea, hümör aköz, lens ve vitreus bu dalga boylarına geçirgenlerdir. Böylece retina yüzeyindeki fotoreseptörlere sadece hassas olduğu dalga boylarındaki elektromagnetik radyasyon (görülebilir ışık) spektrumu ulaşır.
Gözün ortamları saydam olduğundan ışık kolaylıkla göze girebilir, dolayısı ile göze giren ışık dışarı çıkabilir. Bu sayede uygun aletler kullanıldığında gözün yapıları ayrıntılı olarak incelenebilir.
Yaşayan bir organizmada görerek muayene edilebilen damar sistemi ve sinir sadece retinadaki damarsal yapılar ve görme siniri (optik sinir)'dir.
Görme siniri ve retina beynin bir uzantısı olarak kabul edildiğinde, retinal damarların muayenesi ile beyindeki ve vucuttaki damarların durumu hakkında fikir sahibi olunabilir. Bu yüzden retinal damarların muayenesi son derece önem kazanmaktadır.Göz yaklaşık 22-26 mm çapında küresel bir yapıdır. Orbita ismi verilen kemiklerden oluşmuş bir çukurluğun içinde yer alır. Gözün ortalama ağırlığı 7,5 g, hacmi ise 6,5 ml'dir
Göz Tabakaları ve Boşlukları
Göz esas olarak üç tabakadan oluşur.
Dış tabaka
Orta tabaka
İç tabaka
1. Dış tabaka :
Gözün en dış kısmını oluşturur. Gözün bütünlüğünün korunmasında önemli rolü vardır. Önde yer alan saydam kornea, hemen korneanın etrafından başlayıp gözü tümüyle çevreleyen beyaz renkli sklera ve kornea ile skleranın birleşim yeri olan limbus isimli bölümlerden oluşur. Kornea gözün en çok kırıcılığa sahip ortamını oluşturur.
2. Orta tabaka:
Uvea tabakası olarak ta bilinir. Uvea; iris, siliyer cisim ve koroid olarak isimlendirilen farklı bölümlerden oluşmuştur.
3. İç tabaka:
Görmeden sorumlu olan retina tabakasından oluşmuştur. Göz içerisinde içi sıvılarla dolu üç bölüm mevcuttur.
Ön kamara
Arka kamara
Vitreus bölümü
1. Ön kamara :
İris ve korneanın arka yüzü arasındadır. Aköz hümör adı verilen sıvı ile doludur.
2. Arka kamara :
Önde iris, arkada lens ve zonüllerle sınırlandırılmıştır. Arka kamara da aköz hümör ile doludur. Ön kamara ve arka kamara birbirleri ile pupilla aracılığıyla ilişki halindedir. Arka kamarada üretilen aköz hümör pupilla yoluyla ön kamaraya geçer.
3. Vitreus bölümü :
Lens ve zonüllerin arkasında kalan ve retinaya komşu olan bölümdür. Vitreus bölümü %98,5 oranında su'dan oluşmuş, kollajen fibriller, protein ve hiyaluronik asit içeren, jel kıvamında vitreus adı verilen sıvı ile doludur.
Arka kamara ile vitreus bölümü arasında gözün ikinci büyük kırıcılığa sahip yapısı olan lens bulunur. Lens disk şeklinde bir yapı olup, zonül ismi verilen ince liflerle çepeçevre siliyer cisime asılı durumdadır. Siliyer cisim içinde yer alan kasların kasılıp gevşemesi ile lens kalınlığında değişiklik olur. Lens kalınlığının artması ile kırıcılığı artar, azalması ile kırıcılığı azalır. İstirahat halindeki lens en ince konumdadır
Görme Fizyolojisi
Gözün en iç tabakası olan retinanın fonksiyonu ışık enerjisi olarak kendine sunulan bilgiyi, beyin tarafından kabul edilebilecek elektrokimyasal enerjiye dönüştürmektir. Retina bu işlevi yerine getirecek çeşitli hücre tabakalarından oluşmuştur. Retinanın ana fonksiyonel komponentleri fotoreseptörlerdir. Fotoreseptörler karanlıkta görmeden sorumlu rod ve aydınlıkta görmekten sorumlu koni isimli hücrelerden oluşmuşlardır. Retinada yaklaşık 120 milyon rod, 8 milyon koni bulunur.
Rod ve konilerin dış bölümlerindeki çeperleri boyunca vitamin A'nın bağlanmasına özel bir protein bulunur. Vitamin A dış bölüme girerek bu proteinle birleşir. Yeni oluşan bu molekül ışığa duyarlı bir yapıya sahiptir. Işığın retinadaki fotoreseptörleri etkilemesi ile vitamin A ile protein molekülü arasındaki bağ kopar. Bu sırada oluşan fotokimyasal enerji görme siniri aracılığı ile beyine iletilir. Beyinde değerlendirilen bu enerji görüntü olarak algılanır.